14 Haziran 2009 Pazar

Necip Akar

Necip Akar pazarlamaya ve marka iletişimine inanan ilk bilinçli reklamverenlerdendi. Daha 1930'lu yıllarda, bazıları bugün de yaşayan markalar yarattı: Necip Bey, Opon, Nevrozin, Fay, Puro, Gripin...

1904 yılında Nizip'te doğan ve beş yaşında ailesiyle birlikte İstanbul'a gelen Akar ilk tahsilini Kadıköy'de yaptıktan sonra Vefa Lisesi'ni bitirmiş ve 1924 yılında Eczacılık Okulu'ndan mezun olarak iş hayatına atılmıştı. Akar sıfırdan başladığı iş hayatında, kısa sürede ülkenin önde gelen iş adamlarından biri olmuştu. Uçakla İstanbul semalarında reklam yapma ve küçük numune paketleri dağıtma gibi o günlere kadar akla gelmeyen değişik reklam ve pazarlama tekniklerinin ülkemizdeki ilk uygulayıcısıydı aynı zamanda.

Necip Akar Eczacılık Okulu'ndan mezun olup askerlik görevini tamamladıktan sonra altı ay kadar Ankara'da Eczacı Hüsnü Bey'in eczanesinde çalıştı. Burada da bazı yeni bilgiler edinerek ağabeyi Cemil Akar ile ortak oldu. İki kardeş önce Şampuan Cemil, Necip Bey Kremi ve Necip Diş Macunu adını verdikleri müstahzarlarını üretmeye başladılar.

Çok geçmeden Necip Bey Kremi'nin üretimini durduran kardeşler, Necip Diş Macunu'nun formülünü de değiştirdiler. Çünkü Necip Akar bu kez daha bilimsel ve ideal bir formül hazırlamıştı. 28 temmuz 1927 tarihinde ruhsatını aldıkları bu ürüne Radyolin markasını uygun gördüler. Bu yeni diş macununun adı da, formülü de fazlasıyla ilgi çekti. Türkiye çapında afişlerle tanıtılan Radyolin bir ayda Necip Diş Macunu'nun iki yılda yapabildiği satışa ulaştı. Yılda yarım milyon adet satılır hale geldi.

Çalışkan ve araştırmacı bir kişiliğe sahip olan Necip Akar, o kış bütün ülkeyi saran grip ve nezle salgınını iyi "değerlendirdi" ve grip hastalığını en hızlı ve pratik yoldan tedavi edebilen ve tek ambalaj halinde satılan bir formül hazırladı. Gripin adını verdiği ve aynı zamanda ağrı kesici olarak da etki gösteren bu ilacın ruhsatını da 23 Ocak 1935 tarihinde aldı.


Gripin'in grip, nezle, soğuk algınlığı, romatizma ve her türlü ağrıyı tedavi edici etkisi Türk insanı tarafından kısa sürede kabul gördü ve "Bir Gripin al, bir şeyin kalmaz" sloganı dilden dile yayıldı. Her yerde bulunabilmesi, ucuzluğu, tek ambalaj halinde satılması gibi avantajları Gripin satışlarının adeta rekor düzeylere ulaşmasını sağladı.

Ağabeyi Cemil Bey, radyolin'i alarak 1950 yılında ortaklıktan ayrılınca tek başına kalan Necip Akar çalışmalarını ara vermeden sürdürdü. İthal sabunların yerine halkın ihtiyacı olduğunu düşündüğü bir el ve vücut sabunu formülü hazırlayarak Puro Temizlik Sabunu adıyla piyasaya verdi. Ülkemizdeki bu ilk yerli tuvalet sabunu da tıpkı Gripin gibi kısa zamanda tanındı; çok satılan ve aranan bir ürün oldu. Öyle ki, birinin çok temiz olduğunu belirtmek için, köyde-kentte, "Tabi ne demezsin, Puro sabunu ile yıkanmış" ifadesi kullanılıyordu.


Eli Acıman'ın Faal Ajans'ıyla işbirliği içinde olan Akar için, o yıllarda ajansta çalışan Demir Parmaksızoğlu şunları anlatmıştı:

"...Türkiye'ye reklamın gelmesinde işverenlerin büyük rolü olmuştur. Bunların başında, Allah rahmet eylesin, Necip Akar Bey vardı. Reklamın yararına inanmış bir başka kişi, bay Vitali Hakko vardı. O zaman yeni çıkan "zipaton" denilen bir nevi tramlı kağıt vardı. Faal Ajans'tayken Necip Bey her sabah bize gelir, ressamlarımızı bu kağıdı kullanmaları için ikaz ederdi. Bir de kardeşi Cemil Akar vardı. Hatta ona Radyolinci Cemil, Necip Bey'e de Gripinci Necip derlerdi."

Necip Akar 18 Haziran 1957'de ve henüz 53 yaşındayken bir deniz kazası sonucu veda etti yaşama.

(Görseller: Bülent Şentay arşivi)

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home