22 Kasım 2021 Pazartesi

Vural Sözer - 8 Ağustos 1933 - 10 Kasım 2021



Elif Sözer

"Dün dedemi kaybettik…

Buraya bir şeyler yazmak, dedemin dili nasıl güzel ve seçili kullandığını bildiğimden hiç de kolay değil, dilerim ki onun bu konuda ”dahi” denilecek konumuna layık olurum… 

Dedem, her insanın bir zaman olacağı gibi, son dönemlerinde “üretkenliğini” yitirdi, ve sanırım bu özellikle onun için hiç de kolay değildi çünkü bir hayat boyu hep üretti… resimlerden müzik ansiklopedisine, radyo oyunlarından Türkçe diline dair kitaplara, ”bankamatik” kelimesinden kendi hayatını anlatan “Kilyos” kitabına ve muhtemelen Viyana’da büyüyen torunu olduğum için bilmediğim bir çok şey daha… Kedileri ve özellikle kedisi Piştov’u çok sevdi… teker teker hayatından onu tanıyan ve seven insanlar ölüme ayrıldı… Nasıl ağır bir söz, ama ne mutlu ki ona, uzun uzun yaşadı… 

Çok huysuz bir adamdı, beni de zaman zaman üzdü kırdı hırçınlığıyla, bir o kadar da bana İstanbul’da yaşadığım dönemde babalık etti, göz kulak oldu, bazen utandıracak şekilde Facebook zaman tünelime herkesin okuyacağı gibi “kızım eve eşya gerekiyorsa haber et” gibi yazılar bıraktı… Evet Facebook kullanmasını bilen, son dönemine kadar kitap gazete okuyan, gündemi takip eden ve tüm bilgisini hoş sohbetleriyle paylaşan bir adamdı…  tatlı dilliydi, aniden senaryolar yazıp farklı karakterleri dillendiren bir yeteneği vardı, bir sanatçıydı… sevgisini ve şefkatini daha çok içinde yaşardı, bazen farklı biçimlerde gösterirdi, her zaman yetişkin gibi davranırdı bana, ben de en küçük halimde bile yetişkin gibi onun piyano çalmasını dinlerdim, ta ki o son notayı çaldığında o yorgun çocuk gözlerim kapanana kadar… 

Şimdi de kendi hayatının son notasını çaldı ve gözlerini kapattı… ne yazık ki yanında olamadım bu son günlerinde, bügün defnedilirken de ancak Berlin’den andım onu, bana hediye ettiği resimleri astım evime, kardeşimle buluşup onun anısına viski içtik (“bence o da severdi” dedi Mehmet, ben de “evet kesin” dedim). Şimdi kanepede uzanıyoruz, içimde bir boşluk, aklıma gelen bir çok anı, gözlerimde yanan göz yaşları… 

İyi ki bu hayata geldin dedeciğim… seni sevenler tanıyanlar (belki benden çok seninle hikayesi olan insanlar) çok… nur içinde yat… seni özleyeceğim… ve hiçbir zaman unutmayacağım…"


 Cin Kapancı
 

"Öykü, roman, sözlük, reklam yazarı; müzik ve mutfak sever keyif insanı, 'Vural Baba'mızı kaybetmişiz. Çok üzüldüm. Mekanı cennet olsun."


Kemal Sezer

"Vural Sözer: Kendi içinde çok kalabalık bir yazar.

Vural Sözer’i, namı diğer Vural Baba’yı kaybettik. Bu dünyayı terk edip gitmesinin bile 10 Kasım gününe denk gelmesi yaşadığı hayatı özetliyor.

Vural Baba’yla anılarımız çok fazla, reklam yazarlığını bana öğreten ustamdı kendisi. Kendisini tanımadan önce yazdığı ve elime geçen “Rubikon” ve “Bir Reklamcı Aranıyor” kitaplarından işin püf noktalarını okumuştum. Birlikte çalıştığımız, benim kreatif direktörüm olduğu yıllardaysa neredeyse gecemiz gündüzümüz birlikte geçti. İkimiz de Ataköy’de oturuyorduk, öyle ki evlerimiz birbirine çok yakındı. Akşamları ne zaman çalışma odama geçsem beş dakika içinde arar, çağırırdı. Evinin ortasına koyduğu masası yemek masasından ziyade çalışma masası gibiydi, üst üste konmuş teksir kağıtları, kalemler ve kahve fincanları karşılardı gelenleri.  Bir gün o mutfaktayken camdan dışarı baktığımda benim çalışma odamı tam cepheden gördüğünü fark ettim. Demek ki ışık yandığı anda anlıyormuş geldiğimi ve hemen arıyormuş. Sonra mı? Tabii ki o odaya girişimi seyreltmiş, Vura Baba’nın ataklarından korunmuştum.

Çok verimli bir yazardı, araştırıcıydı. Türkçe konusunda çok titizdi. Yazdığı kitaplar birer define sandığıdır. Özellikle “Atatürklü Günler” kitabı bugün el altında bulundurulacak bir kitap. Yazım Kılavuzları, Deyimler Sözlüğü, Atasözleri Sözlüğü ha keza… Bir de Sait Faik’in tüm hikaye kahramanlarını bir araya topladığı “Yanıldın Sevgili Sait Faik kitabı… Ve Müzik Ansiklopedisi… Saymakla bitmiyor. Eskilerin Hezarfen dediği tarzda bir adamdı Vural Baba…  İlgi alanları çok genişti, onun suluboya sergisi açtığını bilen var mıdır acaba? Buraya kadar olanlar onun gerçek bir entelektüel olduğunu gösteren örnekler. Ya reklamcılığı…

Unutulmaz kampanyalara imza atan bir yazardı Vural Sözer. “Sırdaş Hesap” sözünün yaratıcısı, Ege Ernart’la beraber yaptıkları Anavatan Partisi kampanyası yaratıcılığının en önemli göstergelerinden.          Eli Acıman’ın bir reklam metni için gece yarılarına kadar ajansta oturtup bir paragraf metni on yedi kere yazdırdığını anlatırdı. Ha, aynısını bana yapmışlığı da vardır. Zaman içinde güzel bir grubumuz vardı, ayda bir bir araya gelip rakı içerdik. Şimdi o da rahmetli olan Batu İşmen, Egemen Berköz, Necati Tosuner  ve bir çaylak olarak da ben… O sofralarda öğrendiklerimi hiçbir üniversitede öğrenemezdim. 

Reklam Yazarları Derneği'nin kurucularından olan Vural Baba, derneğin başkanlığını yaptığım dönemde, özellikle Türkçe konularındaki hassasiyetiyle bize yol göstermiş, Dil Derneği'nce verilen Türkçe Ödülü'nü dernek olarak almamıza büyük katkıda bulunmuştu. Ödül şu anda dernektedir, diye düşünüyorum.

Aslında onun hakkında sayfalarca yazmak mümkün. Üzüntüm çok büyük, bir dönemin yaratıcıları için, hepimiz için büyük kayıptır. Hepimize çok emeği geçmiştir. Kütüphanemde bulunan imzalı kitapları en değerlilerimdir. Yazımın başlığında vurguladığım gibi, kalabalık bir adamdı. Büyük ihtimalle gittiği yerin de nüfusunu artırmıştır. Mekanı Cennet olsun.

Kemal Sezer"

Ender Merter 






- - - - 

 

Biyografya.com 

Sancar Sezgin ve Muzaffer Ulukaya imzalarını da kullandı. Sultanahmet Ticaret Lisesi mezunu. Yükseköğrenimini yarım bıraktı. Lise yıllarında spora ilgi duyarak Nişantaşı ve Galatasaray kulüplerinde boks yaptı. Bir süre de yayıncılık ve otelcilikle uğraştı. Daha sonra tiyatroya yönelerek, yazdığı müzikal komedilerden Pamuk Eller Cebe (oyn. Çevre tiyatrosu, 1976), Neş’e-i Muhabbet (oyn. Şan tiyatrosu, 1982) ve Bin Yıl Önce Bin yıl Sonra (oyn. Şan tiyatrosu, 1984) sahnelendi.

ESERLERİ:

ÖYKÜ: Palyaço (1954), Gümüş kulplu Dünya (1964).

POLİSİYE ROMAN: Yosmalar Feneri (Muzaffer Ulukaya imzasıyla, 1957), Cesetler Merdiveni (1963).

İNCELEME: Yanıldın, Sevgili Sait Faik (2000).

DİL: Çobansalatası, (yazım kılavuzu, 1996), Dil Haşlama (deyimler sözlüğü, 1997), Baba Tatlısı, (atasözleri sözlüğü, 1998).

DİĞER ESERLERİ: Müzik ve Müzisyenler Ansiklopedisi (1964, geliştirilmiş yeni bas. Müzik / Ansiklopedik Sözlük adıyla, 1996), Rubikon (1976), Bir Reklamcı Aranıyor (1980), Atatürklü Günler (1998).