31 Ocak 2017 Salı
21 Ekim 2016 Cuma
Erden Çelik
Uzun yıllar Ajans Ada'da ve Admar'da Müşteri Temsilcisi olarak görev yapan Erden Çelik 21 Ekim 2016'da, İstanbul'da vefat etti. Cenazesi 22 Ekim 2016 günü, öğle namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Erden sadece meslektaşım değil, mahalle arkadaşım ve kadim dostumdu. 42 yıl önce (1974) Ayvalık'ta çekilen bu fotoğrafı paylaşmak geldi içimden...
Erden sadece meslektaşım değil, mahalle arkadaşım ve kadim dostumdu. 42 yıl önce (1974) Ayvalık'ta çekilen bu fotoğrafı paylaşmak geldi içimden...
12 Ağustos 2016 Cuma
19 Temmuz 2016 Salı
17 Temmuz 2016 Pazar
9 Temmuz 2016 Cumartesi
Erol Batıbeki
Türk sinemasının ve daha sonra reklam çekimi setlerinin efendi insanı, aydınlık yüzlü ışık yönetmeni, hepimizin saygı duyduğu güzel insanı kaybetmişiz...
3 Temmuz 2016 Pazar
12 Aralık 2015 Cumartesi
7 Kasım 2015 Cumartesi
18 Ekim 2015 Pazar
5 Ağustos 2015 Çarşamba
26 Haziran 2015 Cuma
8 Mayıs 2015 Cuma
Fahrettin Erçer
Manajans'ın kadim figürlerinden Fahrettin Erçer'i kaybettik.
Cenazesi dün, 7 Mayıs 2015 Perşembe günü öğle namazından sonra İzmir Çeşmealtından kalktı.
Serdar Erçer ve ailesine başsağlığı diliyoruz. İleride Fahrettin Erçer'e ait görseller ve bilgiler gireceğiz.
Cenazesi dün, 7 Mayıs 2015 Perşembe günü öğle namazından sonra İzmir Çeşmealtından kalktı.
Serdar Erçer ve ailesine başsağlığı diliyoruz. İleride Fahrettin Erçer'e ait görseller ve bilgiler gireceğiz.
9 Mart 2015 Pazartesi
Yalçın Atlı 1946 - 7 Mart 2015
1970’de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Grafik Tasarım Bölümü’nü bitirip, Almanya’da Kunst Gesamthoschule Kassel, Grafik Tasarım Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı.

(Pınar Okay'dan aldığımız bilgiler)
16 Mart 2014 Pazar
31 Ekim 2013 Perşembe
Nejat Soyer (14 Haziran 1949-24 Ekim 2012)
Yazar, reklamcı ve ressam Nejat Soyer Manisa’da dünyaya
geldi. Mimar Sinan (eski adıyla Devlet Güzel Sanatlar Akademisi) Resim
Bölümü’nü bitirdi. Reklamcılığa henüz öğrencilik yıllarında, İstanbul Reklam
döneminde başladı.
Radar Reklam, Manajans, Birleşik Reklamcılar, Pars Mc Cann,
Reklamevi, Cenajans, TBWA gibi Türkiye'nin önde gelen ajanslarında uzun soluklu
ve başarılı çalışmalara imza attı. Daha birçok ajansta reklam yazarı ve kreatif
direktör olarak çalıştı. Hazırladığı çok sayıda kampanya yurt dışında ve yurt
içinde ödül aldı.
İstanbul'da vefat eden Soyer reklam sektöründeki dostları
arasında incelikli, yardımsever ve alçakgönüllü kişiliğiyle tanınıyordu. Aynı
zamanda gerçek bir entelektüeldi.
İlgi alanlarını
şöyle özetlemişti:
“Yaratıcı
yazarlık çalışmaları. Yazmak ve okumak. Edebiyat. Klasik eserler, tarih ve
bilimkurgu eserleri. Biyografi. Görsel sanatlar. Sinema. Sosyal bilimler.
Antropoloji, arkeoloji, (resmi olmayan) Türk ve dünya tarihi. Siyaset. Spor.
Yaratıcı satış ve satın alma psikolojisi, marka psikolojisi ve diğerleri...”
Nejat Soyer 1980 yılında ressam Sevil Soyer' le evlendi ve
çiftin iki çocukları dünyaya geldi. Üniversiteyi bitiren kızı Su Soyer halen
Master yapıyor. Oğlu San Soyer ise University of McGill' de öğrenimine devam
ediyor.
Yaşamının son yıllarını İstanbul, Toronto ve Montreal
şehirleri arasında geçiren Nejat Soyer, ölümünden birkaç ay önce 2012 yılının
Temmuz ayında “Tutanak” adlı romanını yayınladı. Cinius Yayınları’ndan çıkan
kitaba ilişkin şunları söylemişti:
“Reklam metni ve pazarlamaya bağlı yaratıcılıkla roman,
deneme metinleri yazımını hep ayırabildim. Reklamları hazırlayan başka biri
gibidir bende. Yazılardan birinde reklamcı da var ama yine bana göre... Ayrıca
reklam sektörüyle ilgili bir metin yazmak isteseydim ismiyle cismiyle olaylarıyla
yazardım ve iş farklı bir boyuta girerdi. Bunu istemedim. Kolay olanı
seçmedim.”
Son olarak, “Tutanak” ‘ın tanıtım bültenini paylaşıyoruz
sizlerle:
“Her şeyin her şeyi izlediği ve her şeyin korkuyla kontrol
edildiği bir ortam.
Tanıdık geliyor mu?
Var olduğu andan itibaren her anında sadece korku ve
yalanlar ile yönetilen bir dünya. Bilime, yasalara, büyük ideallere,
politikaya, sanata, özgürlüğe, aşka, inançlara dayanan ve her gün yenilenerek
sunulan korkular. Tekrarlandıkça büyüyen bir labirent gibi hayat.
Tek umut bir ‘kelime’de.
Korkuları, korkutanları, korkuyla beslenen, gerçekleri yok
edenleri ortadan kaldıracak olan bir tek kelime var. Sihirli değil; yalın, her
gün karşımızda duran ama gücünü bilmediğimiz bir kelime! O kelime bu kitapta
yer almıyor, siz bulacaksınız!
Adı-sanı belli bir kahraman yok burada, aşk, zaman-mekân,
başı-sonu belli bir öykü de yok. Sadece bu kelimeyi bulmak ve yaşamak için her
gün yazmak zorunda olan bir yazarın tuttuğu notlar var. Belki çok eski bir
mitolojideki masallar ve bir sivrisinek bütün bilgilerinizin yalan olduğunu da
fısıldayıverecek. Yalanlarla, korkularla kısıtlanmış duyarsız uykunuza devam
edecek misiniz, yoksa bir kelimeyi düşünecek cesaretiniz var mı?
Nejat Soyer, bir söylentiye göre altı asır önce, diğer
söylentiye göre geçen asrın ilk yarısının sonlarında ortaya çıkmıştır.
Yarattığı felaketlerle yetinmeyip evlenmiş, iki çocuğu olmuş ve böylece daha
çok kişiyi bu felaketlere ortak etmiştir. Kendisi hâlâ daha değişik iklimlerde
dolaşırken görülmekte, bütün darbelere rağmen, maalesef inatla yazmaya devam
etmektedir.
Diğer kitaplarının da ortaya çıkmaması için yoğun bir gayret
sarf edilmektedir. Nejat Soyer takma adıdır.”
Sayım Çınar’ın “Tutanak” üzerine Nejat Soyer ile yaptığı
söyleşi için:
http://www.medyatava.com/haber/ayriksi-bir-roman-tutanak_78515
24 Şubat 2013 Pazar
Salih Ecer (1954-23 Şubat 2013)

Evinde rahatsızlandıktan sonra kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren reklamcı ve şair Hüseyin Salih Ecer'in Bebek Camisi'nde öğle vakti yapılan cenaze törenine, ailesi ve yakınlarının yanı sıra çok sayıda arkadaşı katıldı. Ersin Salman, Işıl Kasapoğlu, Ilgın Su, Mustafa Atalay, gazeteci Hasan Cemal ve Galatasaray Kulübü ikinci başkanı Ali Dürüst de törene katılanlar arasındaydı.
Salih Ecer, vasiyeti üzerine; Kilyos Demirciköy Mezarlığı'nda, 2004 yılında yaşamını yitiren Galatasaray Lisesinden arkadaşı yazar, sanatçı ve reklamcı Mehmet Günsür'ün mezarının hemen yanında toprağa verildi.
1954'te Ankara'da doğan Salih Ecer, 2001'de Fransa'da, "yaşayan dünyanın en iyi sekiz şairi" arasında seçilmiş ve Paris George Pompidou Kültür Merkezi'nde Fransızcaya çevrilen şiirleri okunmuştu.
Salih Ecer'in yayınlanmış kitapları şunlar: İhtimalen (1993), Seferi (1998), La Derniere Langue des Sumeriens etait le Serpent (Sümerlerin Sonuncu Dili Yılancaydı) (2001), Neremdesin Beni Üzenler (2001) ve Beni Yutkunmaya Sevk Eden Bir Erkeklik Hali Sezdim (2003)
ERSİN SALMAN YAZDI: SALİH VE MEHMET VE KARANFİLLER
Bebek'te hemen herkes vardı. Şairi şuarası, reklamcısı gazetecisi, Türkiyelisi Avrupalısı, TİP'lisi tipsizi, hemen herkes vardı... Sevenleri sevgilileri dostları yoldaşları...
Güzelim kızı da oradaydı: MAYA. Doğduğunda görmek için taa Paris'e gitmiştim, bir daha da görememiştim. Koskocaman olmuş. Annesi Ayperi, kızına dedi ki: Bak senin adını bu Abi koymuştu, bu, Ersin Abi...
Evet, öyle olmuştu, dedesi Güneş'i (Karabuda) "Maya" adına razı etmek için de az dil dökmemiştik üstelik.
Canım Mustafa Atalay "TİP'Lİ ARKADAŞLARI" yazan bir çelenk yaptırmayı ihmal etmemiş, herkes çok duygulandı.
Sonra oradan taa Kilyos taraflarına, Demirciköy'e gittik. Öyle istemiş Salih. Mehmet Günsür'ün hemen yanına bir yatak sermişler, oraya yattı.
Artık geceleri rakı mı içerler, şarap mı, bilemem. Keşke bir öte yer mümkün olsaydı da, iki kadeh atabilselerdi, ne hoş olurdu! Arada biz de giderdik.
Bir çiçekçiden kırmızı karanfiller aldık, pay ettik ikisine. Hoca sağolsun, duayı kısa kesti, yorganı da çabucak örttüler.
Onları oracıkta bıraktık, hayata devam ettik. Işıl Kasapoğlu bile matarasından arada bir viski çeke çeke uçağa doğru yola çıktı, İzmir yönüne.
Ha bu arada, epeydir görmüyordum, Ilgın saçlarını uzatmış, daha da yakışıklı, daha da hoş olmuş.
Uğraş Salman'ın çektiği resimleri, bir de şiir yolluyorum. Resimde görülüyor, yahu ben de epey yaşlandım sayılır.
Sizlere sevgiyle, Salih'le Mehmet'e özlemle...
KARANFİLLER KARDEŞ PAYI
On kırmızı karanfil aldım
Esmeralda’dan
üçü Mehmet’e
yedisi Salih’e
O taze ölü
24 Şubat 2013
Pazar Demirciköy
Ersin Salman
(www.turnusol.biz'den alınmıştır.)